Cimcime Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Cimcime Forum


 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Cimcime Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
Ptsi Haz. 08, 2009 3:22 pm
Ptsi Haz. 08, 2009 3:22 pm
Ptsi Haz. 08, 2009 3:21 pm
Ptsi Haz. 08, 2009 3:21 pm
Ptsi Haz. 08, 2009 3:20 pm
Ptsi Haz. 08, 2009 3:19 pm
Ptsi Haz. 08, 2009 3:17 pm
Ptsi Haz. 08, 2009 3:15 pm
Ptsi Haz. 08, 2009 3:14 pm
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Temmuz 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031    
TakvimTakvim

Kral Arthur ve Kutsal Kâse

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
***Cimcimem***
***Cimcimem***
Cinsiyet: Kadın
Ne Mutlu Türküm Diyene !!!!®
Yaş :
Kayıt tarihi : 11/12/08
Mesaj Sayısı : 132
Nerden : BiLmem ki
Lakap : Cimcime
http://cimcimem.yetkinforum.com
MesajKonu: Kral Arthur ve Kutsal Kâse Kral Arthur ve Kutsal Kâse Icon_minitimeCuma Ara. 12, 2008 5:15 pm

[b][center]Eğer tam olarak ne olduğunu görebilsek kendimizi, Odisseia ya da Eski Ahit kadar iyi bir temele dayanan, esin kaynağından ve insanlığın mirasından kopması imkânsız bir konuyla karşı karşıya bulurduk. Bunların hepsi gerçektir, gerçek olmalıdır ve ayrıca gerçek olması daha çok ve daha iyidir. WINSTON CHURCHILL, 1956

Kral arthur efsaneleri "gerçek" midir? Ve bunlar tarihi gerçekleri yansıtmakta mıdır? Çağdaş Arthur meraklılarının çoğu, Churchill'in bu saptırıcı özdeyişi karşısında pek rahat değillerdir. Bu insanlar elimizdeki tarihi ve arkeolojik kanıtlarla Arthur'un varlığını kanıtlamamız "gerektiğine" inanmaktadırlar. Ancak bu, sorunu daraltmak olur. Arthur esrarının "gerçeği" yalnızca tarih ve arkeolojide değil, aynı zamanda mitolojide, folklorda, edebi eleştiride ve diğer disiplinlerdedir. Camelot'yu araştırırken bir değil pek çok Arthur ile karşılaşmaya hazır olmalıdır.

Tarihi bir Arthur bir olasılık ise de, sağlam kanıt eksikliği vardır. Arthur'un eylemlerinin ilk yazılı kayıtları -Annales Cambriae (Galler Tarihi Olayları) ve ünlü Historia Brittonum (Britanyalılar'ın Tarihi)- 8. ve 9. yüzyıllarda Arthur'un ölümü için verilen tarihten (Annales Cambriae'de 537) 300 yıl sonra yazılmıştır.

Arthur'dan söz edilen Gal şiiri Y Gododdin daha eski olabilir (şiir sözlü olarak 600 yıllarında söylenmeye başlamıştır) ancak yazılı olarak 13. yüzyılda görülür. Arthur'un varlığı konusunda bir ilk kaynak yoktur. Altıncı yüzyıl başlarında yazan Britanyalı Gildas, Arthur'dan söz etmez, iki yüzyıl sonra Gildas ve diğer birincil kaynaklara dayanarak ünlü tarihini yazan Bede de, Arthur'dan söz etmemektedir. Çağından kalma belge olmayınca tarihçiler de Arthur'un varlığını güçlü bir biçimde savunamamışlardır.

ARTHUR VE ARKEOLOJİ

Glaston manastırında keşişler 1191'de eski mezarlıklarını kazınca ilginç bir mezarla karşılaştılar, îçi oyuk bir kütük tabutta iriyarı bir erkekle sarı saçları hâlâ duran bir kadının kemikleri vardı. Mezarın yanındaki devrilmiş bir kurşun haçın üzerinde Latince bir yazı okunuyordu: Hic iacet sepultus incli-tus ıex Arturius in insula Avalonia (Burada Avalon Adası'nda ünlü Kral Arthur yatıyor).

Bu kazı konusu tartışmalı olmasaydı, Arthur ve Avalon konularının fazla bir esrarı olmayacaktı. Ancak Glastonbury keşişleri ne aradıklarını biliyorlardı -bir ozan, hamileri Kral II. Henry'yi sözde "uyarmıştı"- ve Arthur'un kemiklerinin bulunması, manastırı yeniden inşa edecek geliri sağlayacak hacıların akmasını sağlayacaktı.

Arthur'u Avrupa'da meşhur eden kitap -Monmouth'lu Geoffrey'in History of the Kings of Britain'i (1136'da yazılmıştı)- o sırada çağdaş bilimadamları tarafından eleştirilmekteydi. Ayrıca günümüz bilimadamları da haçtaki (ki kemiklerle birlikte o da kayıptır) harflerin Arthur'un sözde yaşadığı çağdan çok sonrasına ait olduğunu ve keşişlerin sahtekârlık yaptığına kanaat getirmişlerdir.

Sahtekâr olsun ya da olmasınlar, Glastonbury keşişleri Arthur'un var olup olmadığı konusunda maddi delil arayan ilk kişilerdi. Camelot araştırması ilk eski çağ araştırmacılarını büyülemiş, bunlar Güney Cadbury gibi yerlerle Arthur'u ilişkilendirmişlerdi. Ancak 20. yüzyılda modern arkeolojinin gelişmesiyle "Arthur Çağı" hakkında (5 ve 7. yüzyıllar) yeni ve ikna edici kanıtlar ortaya çıkmaya başladı.

İlk keşif Cornwall'da Tintagel'de, Geoffrey'in History'sinde Arthur'un doğum yeri olarak gösterilen bölgede yapıldı. Ralegh Radford'un kazıları daha sonraki Norman şatosunun altında taştan yapılma birkaç küçük bina ile binlerce çömlek parçasını ortaya çıkardı. Yapılarda dikkati çekecek bir şey yoksa da, çanak çömlek parçaları 5. yüzyıldan 7. yüzyıla kadar Doğu Akdeniz'den ve Kuzey Afrika'dan getirtilen zarif sofra takımlarıyla amforalara (şarap ve yağ kapları olmalıydı) aitti.

Radford, Tintagel'i, Britanya'nın Roma İmparatorluğu'nun bir eyaleti olması sona erdikten yüzyıl sonra, keşişleri Akdeniz dünyasıyla ticaret yapan bir Kelt manastırı olarak yorumladı. Daha yakın zamanlarda bilimadamları Tintagel'i vergi alan ve çevresindekilere armağanlar dağıtan güçlü bir reisin üssü olarak görmektedirler. Bu reis Arthur muydu?

Tintagel'de yapılan son kazılarda daha pek çok küçük bina çıkmış ve bir kanalizasyon hendeğini örten arduvaz levha üzerindeki Latince ARTOGNOV kelimesine rastlanılmıştır. Bunun Galli karşılığı Arthnou demektir. Bu, Arthur'un varlığına işaret etmezse de, altıncı yüzyılda Tintagel'de Latince okuryazarlığının ve düzenli bir mühendisliğin varolduğunun kanıtıdır.

Dikkatleri çeken diğer bir kazı da Leslie Alcock'un 1960lı yılların sonunda Güney Cadbury'deki çalışmasıdır. Yüzyıllardır "Camelot" olarak bilinen bir yerde Alcock, bir tepeye inşa edilmiş Demir Devri'nden kalma bir kale kazısında burasının Neolitik Dönem'den Geç Sakson dönemine kadar iskân edilmiş olduğunu saptamıştır.

"Arthur" döneminde (5. ve 6. yüzyıllar) kale tahkim edilmiş, çevredeki düzlükte yeni binalar ve bu arada büyük bir "şölen" salonu yapılmıştır. Burada Tintagel'de bulunanların eşi çanak çömlek parçalarının bulunması Güney Cadbury'nin de 5. ve 6. yüzyıllarda lüks mallar ticaretinde faal olduğunu göstermiştir. Ayrıca, yeni surları inşa etmek ve korumak için gerekecek insangücü önemli bir yerel kralın varlığına da işaret etmektedir.

KUTSAL KÂSE

Myrddin (Merlin) ve Tristan ile Isolde efsaneleri gibi Kutsal Kâse de Arthur efsanelerine daha sonraları eklenen bağımsız bir efsane olabilir. Kâse, 1190 yıllarında Chretien de Troyes tarafından yazılan Fransız şiiri Perceval'de. ilk ortaya çıktığında sakat Balıkçı Kral'ın şatosunda, içinde ayin ekmekleri sunulan süslü bir tabaktır (Eski Fransızca'da graal). Şiir yarım kaldığı için daha sonraki yazarlara kâseyi çok çeşitli biçimlerde sunma özgürlüğü tanınmıştır. Bunlardan bazıları Hıristiyanlık öncesi, Kelt'lerin tılsımlı kazanlar masallarını yansıtır.

Ancak bu masalların en popüleri, kâseyi Son Yemek'in kupasıyla, san graal ya da "kutsal kâse"yle ilişkilendirendir. Ortaçağ söylencelerine göre bu kutsal emanet, Arimethalı Yusuf'un eline geçmiş, onun ailesi de bunu Glastonbury'de adanın ilk Hıristiyan cemaatinin kurulması sırasında Britanya'ya getirmiştir.

Hiç kuşkusuz Glastonbury keşişleri bu efsanenin oluşmasında üzerlerine düşen rolü oynamışlardır. Yine de arkeologlar Glastonbury'de bu ilk Hıristiyan cemaati söylencesinin doğru olup olmadığını merak etmişlerdir. Ralegh Radford 1950'li yılların sonunda manastırın bazı bölümlerinde kazılar yapmıştır. Sakson binalarının altında çok eski zamanlardan kalma bazı yapılar bulmuş ve bunları kurucuların kilisesi olarak tanımlamıştır.

Ayrıca, eski mezarlıklarda Glastonbury keşişlerinin gerçekten dedikleri yerlerde kazılar yapıp eski zamanlardan kalma mezarlar bulduklarını saptamıştır. On yıl sonra Philip Rahtz, yakınlardaki Glastonbury Tor'da yaptığı kazılarda ahşap bina kalıntıları, maden işçiliği molozları ve bu iskânı Arthur dönemine kadar geri götürmesini sağlayan çömlek parçaları bulmuştur.

__________________
[/center][/b]
***Cimcimem*** Kullanıcısının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Kral Arthur ve Kutsal Kâse

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Cimcime Forum :: Cimcime Cafe :: Gizli Gerçekler -